Katıldığım her toplantıda biraz kendinizden bahseden misiniz? diye sorduklarında kendimi zorda hissediyorum.
Aslında tam olarak kim olduğumu bilsem hayatla ilgili çok önemli bir problemi çözmüş olacağımı düşünüyorum. Bildiğim kadarıyla son 2500 yıldır filozoflar bu sorunun yanıtını arıyorlar. Ben de bir yandan kendimi bilmeye tanımaya çalışırken diğer taraftan sen kimsin sorusunu soranlara da modern toplumun bireylerinin yaptığı şekilde cevap veriyorum.
Modern toplumun bireylere öğrettiği gibi kim olduğumu değil de ne iş yaptığımı anlatmaya başlıyorum.
Tarımsal üretimde sürdürülebilir üretim modelleri, tarım ve gıda etiği, çevrenin sürdürülebilirliğinin sağlanması, üretilen tarımsal ürünlerin adil paylaşımının yapılması, tarımda cinsiyet eşitliği, diğer türlerin değeri ve hakları üzerine düşünüyor ve öğrendiklerimi paylaşmaya çalışıyorum.
YAŞAMIN ÖZNESİ OLMAK BAKIMINDAN TÜM CANLILARIN İNSAN TÜRÜNÜN ONA ATFETTİĞİ DEĞERDEN BAĞIMSIZ BİR DEĞERİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
İnsan türünün yaşamına devam edebilmek ve hayatta kalabilmesi için kendi türü dışındaki canlılara uyguladığı şiddeti durdurması ve doğal kaynakları tüketmetme biçimini değiştirmesi üzerine de çalışıyorum.
Aslında temel olarak yaptığım iş; yaptığım her işte sorgulayan aklın ve eleştirel düşüncenin ışığından yararlanmaya çalışmak, yanıtlar aramak ve sorular sormak. Örneğin;
* Doğaya karşı sorumluluğumuz nedir?
* Doğaya karşı sorumluluktan söz ettiğimizde bu sorumluluk doğanın kendinde var olan değerini gördüğümüz için midir? Yoksa yaşayan ve gelecekte yaşayacak olan insan türüne karşı olan sorumluluğumuz mudur?
* Hayvan hakları yanında bitki haklarından da bahsedilebilir mi?
* Doğayı insan için bir araç, insanın yaşaması için sınırsızca tüketebileceği bir hammadde olarak gören "insan merkezci" yaklaşımdan nasıl vazgeçebiliriz?
* İnsanın doğayla birlikte var olabildiği "çevre merkezli" anlayışa nasıl geçebiliriz?
* İnsandan ya da insan için olan öneminden bağımsız olarak doğanın ya da ekosistemin bir değerinden söz edilebilir mi?
Bu sorulara yanıtlar arayacağımız, konuşup fikirler üretebileceğimiz önemli platformlardan biri olan tarım ve gıda etiği hem felsefenin kenar köşesinde kalmış görünüyor hem de sorun alanlarını tartışma zemini bulmakta zorlanıyor. Bunun için de çalıyorum.
Tarım ve gıda gibi alanlar üzerinde yaşanan tartışmalara rağmen karar vericilerin; insan türünün doğanın sahibi ya da doğayı istediği gibi değiştirme hakkında sahip olmadığını sadece ekosistemin bir parçası olduklarını temeline dayanan paradigma üzerine düşünmesi gerektiği her mecrada aktarmaya da çalışıyorum.
0 YORUMUNUZ İÇİN TIKLAYIN:
Yorum Gönder
YORUMLARINIZ İÇİN BİRKAÇ RİCA..
* Lütfen yorumlarınız fikir alış verişi ve paylaşım temelli olsun
* Yazılan yazılar ve yorumlar kendi fikirlerinize uygun olmayan düşünceleri ifade ediyor olabilir, olması çok doğaldır (yorumlar zaten bunun için vardır), ancak bu durumun kimseye kişilik haklarına saldırı, nefret uyandırma veya etiketleme yapma hakkını vermediğini lütfen unutmayınız.
* Düşüncelerinizi ifade ederken, lütfen düzgün bir Türkçe ile ve nezaket çerçevesinde kalınız.
Yorumlarınızda lütfen kendinizi tanıtmaktan çekinmeyiniz, ancak adres, telefon gibi özel bilgilerinizi de yazmayınız.
* Son olarak, blog sahibi yorumları yayınlamama hakkını saklı tutuğunu lütfen anımsayınız.