Son dönemin en popüler konularından biri GDO..
GDO konusu ve tartışmaları ülkemizde popüler kültürün (aslında ticari amaçlar için üretilen, yaygınlaştırılan, sürekli değişim içinde gösterilen anlanımda kullanılan, yanlış kullanımı ile ifade edilmek istenirse de çok tercih edilen, çok sevilen örn popüler sinema oyuncuları, müzisyenler, müzikler) günlük hayatın her alanına olduğu gibi bilime de yansıması şeklinde de görülebilir.
Hayatında konu ile ilgili hiç bir şekilde çalışma ve yakınlığı olmayan herkes konuşuyor. Herkes fikir sahibi olabilir ve fikrini ifade edebilir ancak iş bilimsel anlamda tanımlamalara, sebep sonuç ilişkilerini aktarmaya geldiğinde ilgili bilim adamlarının konuşmalarını beklersiniz ama hayır...
Herkes malesef doğru yada yanlış olduğunu bilmeden konuşuyor.. Okuduklarını, duyduklarını aktaranlar konu uzmanı kesilmiş.. Örnekleyelim isterseniz:
02.06.2009 Radikal Gazetesi " Hükümet genetiği değiştirilmiş bitkilerin üretilmesine yeşil ışık yakarken bu konuda sıkı denetim yapılacağını açıkladı. "
02.06.2009 Milliyet Gazetesi " Hükümet, genetiği değiştirilmiş gıda üretimine savaş başlattı."
Prof. Dr. Zekeriya Beyaz; "Dinde haram demek insanlara zarar veren şeylerin yasaklanması demektir. Bunların arasında şüphelilerden ise uzak durun deniliyor. Bu konu da aydınlığa kavuşana kadar şüphe vardır. Şüpheden de uzak durmak gerek."
08.11.2009 Hürriyet Gazetesi; İslam Konferansı teşkilatı helal gıda standartlarını açıklayan yazısında; değişiklikte kullanılan organizmaların helal olması ve etiketlenmesi koşulu ile GDO gıdaların helal olduğunu aktardı.
Tarım ve Köyişleri Bakanımız Mehdi EKER'de aynı şekilde sıkıntısını dile getiriyor " Cahiller zihin bulandırıyor…İşin uzmanı olmayan insanlar konuşuyor. Zaten çılgınlık burada. Konunun uzmanları konuşmuyor, onun dışındaki herkes konuşuyor…. (08.11.2009 Hürriyet Gazetesi)
Konu ile ilgili bilim tabanlı ama aktardığı bilimsel konu ile hiç ilgili olmayanların beyanlarını yazmıyorum bile..
SON SÖZ
Herhangi bir konuda bilgi ve fikir sahibi olmak isterseniz lütfen size aktaranların bilimsel özgeçmişlerine ve aktarılan bilginin kaynağına bakın. Aktarılan bilginin güvenilirliğine bağlı olarak sizlerin fikirlerini yönlendirmesine izin verin.
Düşünce ve yorumlarınız benim için gerçekten çok önemli. Konuların detaylandırılması, yeni konuların ilave edilmesi, gereksizlerin çıkarılması, dil ve anlatım gibi noktalarda geri bildirimleriniz yeni notların daha iyi hazırlanmasına yardımcı olacaktır. Bu nedenle katkı ve önerileriniz memnuniyetle kabul edilecektir.
Hayvan hakları ve insan dışı diğer türlerin değeri kavramı zengin semtlere özgü lüks bir düşünce gibi görünse de "hak ve değer" kavramı hiçbir teknolojinin bize veremeyeceği tüm canlıların önemli ortak yaşam ilkesidir.
Aslında akılsız diye küçümsenen, insanın sahip olabileceği birçok beceriden yoksun görünen hayvanlar; gerçekten de okuyamazlar, atom fiziğiyle veya teorik matematikle uğraşamazlar, çeşitli kültür ürünleri yaratamazlar. Ancak gerçek şudur ki birçok insan da bunları yapamaz. Yine de bu onların daha az değerli olduğunu, daha az saygıya layık olduğunu göstermez.
İnsanların akıl sahibi veya akılcı düşünceye sahip olması, dili veya ölüme ilişkin düşünme becerisine sahip olmaları nedeniyle hayvanlardan çok daha farklı olduğu da iddia edilmektedir. Ancak birçok insanın çevreye ve diğer türleri dikkate alındığında çoğu hayvanın daha fazla akıl sahibi olarak davrandığı gözden kaçırılmaktadır. Üstelik köleliği, toplama kamplarını, cinsiyet ayrımcılığını, dünya savaşlarının yıkıcı etkilerini, nükleer silahların kullanımının dehşetini ve geri dönülemez sayılan tarım ve çevre felaketlerini yaratmış olan türümüzün diğer canlılardan daha iyi olan ya da diğer canlı türlerine göre daha akıllı olan ve akılcı davranan bir tür olduğu iddia etmek pek inandırıcı görünmemektedir.
İnsan türü yaşamına devam edebilmek ve hayatta kalabilmek için kendi türü dışındaki canlılara uyguladığı şiddeti durdurmalı ve doğal kaynakları kullanma ve tüketme biçimini değiştirmelidir.
İnsan türünün, bilim ve teknolojinin de imkânlarını da arkasına alarak doğanın ve tüm canlıların sahibi ve onlara hükmetme hakkına sahip olduğu düşüncesi ile sadece doğaya ve diğer canlılara değil kendine de zarar verdiği, yaşaması (şimdilik) mümkün görünen tek evi olan dünyayı her geçen gün kaybettiğini anlayabilmesi için işte bu “yeni bir değer” düşüncesinin (acilen) ortaya konması gerekmektedir.
“Değer” kavramı her ne kadar ekonomiden etiğe geçen bir kavram olmakla birlikte etikteki anlamı ekonomide sahip olduğu anlamdan farklıdır. Örneğin ekonomideki bir şeyin (bir kitabın, bir eşyanın, bir hayvanın) değeri kavramı “kullanım” ve “değiş-tokuş değeri” anlamında düşünüldüğünde her ikisi de o şeyin kendinde taşıdığı özellikten değil bizim ona biçtiğimiz değerdir.
İnsan dışı canlıların da herhangi bir hakka sahip olmak için insanın ona atfettiği değerden bağımsız şekilde, insanın işine yarayıp yaramadığına bakılmaksızın ya da insanların besin döngüsünde yer alıp almadığı önemsenmeksizin, bir yaşam öznesi olarak kendinde bir değere sahip olduğunu kabul edebilirsek bugün yaşanan birçok etik sorun alanının ortadan kaldırılabileceği düşünülmektedir.
Bugün yaşadığımız tarım, gıda, çevre ve ona bağlı olarak ortaya çıkan sorunların temelinde, doğanın ve insan dışı canlıların kendi başında olan değerinin kaybolması ve araçsal değerinin daha ön plana çıkarılması olduğu gözlenmektedir. Tarım ve gıda etiği, sadece insanın kendi türüne değil aynı zamanda insan türü dışındaki canlılara ve doğaya nasıl davranması gerektiğini söylemeye başlaması açısından temel bir çıkış noktası olarak kabul edilebilir.
MUTLU YILLAR
02.01.2020
20 Ocak 2010 Çarşamba
ZORUNLU AÇIKLAMA
Bu bir kişisel blogtur. Açıklanan, ileri sürülen fikirler, düşünceler üyesi olduğum herhangi bir kurumun, kuruluşun, onların yöneticileri ve personelinin politika ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Aksi belirtilmediği sürece burada aktarılan tüm materyallerin tamamı veya bir kısmı kaynak belirtilmek koşulu ile kullanılabilir, yeniden basılabilir.
MANDATORY DISCLOSURE
This is a personal blog. The opinions and the views expressed herein do not necessarily reflect those of any institutions, society and organizations, its administration, staff or members. Unless otherwise noted, all materials may be quoted or re-published in full, with attribution to the author.
Bu bir kişisel blogtur. Açıklanan, ileri sürülen fikirler, düşünceler üyesi olduğum herhangi bir kurumun, kuruluşun, onların yöneticileri ve personelinin politika ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Aksi belirtilmediği sürece burada aktarılan tüm materyallerin tamamı veya bir kısmı kaynak belirtilmek koşulu ile kullanılabilir, yeniden basılabilir.
MANDATORY DISCLOSURE
This is a personal blog. The opinions and the views expressed herein do not necessarily reflect those of any institutions, society and organizations, its administration, staff or members. Unless otherwise noted, all materials may be quoted or re-published in full, with attribution to the author.
0 YORUMUNUZ İÇİN TIKLAYIN:
Yorum Gönder
YORUMLARINIZ İÇİN BİRKAÇ RİCA..
* Lütfen yorumlarınız fikir alış verişi ve paylaşım temelli olsun
* Yazılan yazılar ve yorumlar kendi fikirlerinize uygun olmayan düşünceleri ifade ediyor olabilir, olması çok doğaldır (yorumlar zaten bunun için vardır), ancak bu durumun kimseye kişilik haklarına saldırı, nefret uyandırma veya etiketleme yapma hakkını vermediğini lütfen unutmayınız.
* Düşüncelerinizi ifade ederken, lütfen düzgün bir Türkçe ile ve nezaket çerçevesinde kalınız.
Yorumlarınızda lütfen kendinizi tanıtmaktan çekinmeyiniz, ancak adres, telefon gibi özel bilgilerinizi de yazmayınız.
* Son olarak, blog sahibi yorumları yayınlamama hakkını saklı tutuğunu lütfen anımsayınız.