Bilginin Doğruluğu Problemi
Sofistler ile Pyrhon,
Timon, Sekstus Emprikus gibi kuşkucu geleneğe bağlı düşünürler arasında,
deneyim ve gözlemlerdeki yanılgılı durumlara dikkatlerin çekilmesine yardımcı
olmuşlardır.
Duyu
yanılmalarının gündelik yaşamda sık sık meydana geldiği düşünülürse, deneyimsel temelde elde edilen bilginin
doğruluğundan nasıl emin olacağız?
İşte bu
soru, modern bilimi temellendirmeye çalışan filozofların, en temel
sorunlarından birisi olmuştur. Descartes’in kendisinden kuşku duyulamayacak bir
bilginin olup olmadığını sorduğunda; soruna, gelişen süreç içerisinde, genel
olarak, “akıl” ve “nesnellik kavramına” gönderme yapılarak yanıt verilmiştir.
Akıl, duyu
verilerini düzenlemede ve yanlışları ayıklamada, gözlem ve deney sonuçlarını genelleştirmede
bir araç rolü üstlenmişken, nesnellik anılan sonuçları tahkik etme sürecinde işlevsel
bir rol yüklenmiştir.
Ancak modern
bilimde esas olan nesnelliğin içeriği, bununla sınırlı değildir. Modern bilimde
kullanıldığı biçimiyle nesnelliğe bakıldığında, ona en az üç temel anlamın yüklendiği
görülür:
İlki,
nesneye bağlılık anlamına gelmektedir ve bu anlamıyla bilimde metafizik düşüncelerin
elenmesini amaçlamaktadır. Bu açıdan o, bilgiyle inanç kavramını, diğer bir deyişle
bilimle metafiziği ayırmaya ve bilimin konu alanını nesneler dünyasıyla
sınırlamaya dönüktür.
İkincisi,
duyguların, öznel düşüncelerin, inançların, ön yargıların ve özlemsel düşünüşlerin
bilimsel araştırma sürecinde ötelenmesi anlamına gelmektedir ve araştırıcının,
deney ve gözlem sürecine öznel kabullerini, inanç ve beklentilerini
yansıtmasına engel olmayı amaçlamakta ve bilimin özlemsel düşünüş̧, dinsel
sistemler ve ideolojiler tarafından çarpıtılmasını engellemeye çalışmaktadır.
Üçüncüsü
ise, akılcılığa vurgu anlamına gelmekte ve insan olarak zaaflarımızı görmemize
ve bu zaafları elimine edip, ön yargısız çalışmalarla deneysel temelli aklın egemenliğinde
evrensel nitelikli bilgiler elde etmemiz anlamını içermektedir.
Pozitivizm temelli
düşünürler bilimi, uzun yıllar içindeki, insan faaliyetlerinin bir ürünü,
sürekli ilerlemenin bir eseri kabul ediyorlardı. Buna karşı bilimi farklı
dönemlerde ve farklı şartlarda yaşayan insanların bir faaliyeti, bir etkinliği
olarak görenler de vardır.
Not:
1.Bir sonraki bölüm “Bilim Savaşları”
2.Literatür listesi yazı dizisinin sonunda
verilecektir.
0 YORUMUNUZ İÇİN TIKLAYIN:
Yorum Gönder
YORUMLARINIZ İÇİN BİRKAÇ RİCA..
* Lütfen yorumlarınız fikir alış verişi ve paylaşım temelli olsun
* Yazılan yazılar ve yorumlar kendi fikirlerinize uygun olmayan düşünceleri ifade ediyor olabilir, olması çok doğaldır (yorumlar zaten bunun için vardır), ancak bu durumun kimseye kişilik haklarına saldırı, nefret uyandırma veya etiketleme yapma hakkını vermediğini lütfen unutmayınız.
* Düşüncelerinizi ifade ederken, lütfen düzgün bir Türkçe ile ve nezaket çerçevesinde kalınız.
Yorumlarınızda lütfen kendinizi tanıtmaktan çekinmeyiniz, ancak adres, telefon gibi özel bilgilerinizi de yazmayınız.
* Son olarak, blog sahibi yorumları yayınlamama hakkını saklı tutuğunu lütfen anımsayınız.