Bolles (1999), bilim yazılarından bir derlemesini hazırlarken; ünlü bilimsel yazıları bir araya getiren bir derleme çalışması yapmayı hedeflediğini düşünmüştü. Ancak bilimsel yazıların bir edebiyat ürünü olarak dikkate alınmadıkları için, en önemli olanlarını bile bulmakta zorlandığını ifade etmiştir. Yazarın kendi kaleminden devam edersek:
“Evet, Darwin’in kitapları hala aranmaktadır; Galileo üniversite arka raflarında hala yerini koruyor. Ancak, Lavoisier’i, Wallace’ı, Mach’ı, Maxwell’i, Rutherford’u ve onlar gibi pek çoklarını, büyük araştırma kitaplıkları arşivlerinin dışında hemen hemen bulmak olanaksızdır. Platon hala bulunabiliyor; Lavosier’de bulunabilir olmalı. Bu yazıları derlemenin, sadece sadece bilim yazılarının sadece bilim yazılarının bir araya getirilmesinden öte bir şey olabileceğini gördüm. Seçmede sadece güçlü ve sağlıklı bir hayal gücüyle yaratılmış, ama acımasız bir dürüstlükle dizginlenmiş parçaları seçmeye çalıştım.
Sağlıklı hayal gücünden söz etmek pek çok kişiye bir çelişki gibi gelebilir. Bilim, gerçeği arar; hayal gücü ise yalanları doğurur. Ama bu, dünyaya çok yalın bir açıdan bakmaktır. Hayal gücü, şimdi ve burada alanlarını aşarak daha öteye geçme yeteneğidir.
Hayal gücüne dayanan göze çarpıcı bilim örnekleri arasında, Alfred Wallace’ın, Doğu Hint Adalarında hasta yatarken, evrimin bir doğal seçim süreciyle olabileceği akıl etmesi de vardır, Einstein, hemen hemen ışık hızıyla hareket eden bir tren vagonundan görülen dünyayı gözler önüne sermiştir, Newton, bir prizmadan geçen ışığın izlediği yolda beklenmedik bir düzen olduğunu fark etmiş ve bu onun, düz doğrular boyunca hareket eden ışık parçacıklarını hayal etmesine yol açmıştı. Bu gibi derinliğine görme yetenekleri, hiç kuşku yok ki, hayal gücünden kaynaklanır; ama bilimsel hayal gücü ara sıra akla gelen büyük bir yeni fikirden daha fazlasını hayal eder.
Wallace’ın evrim hakkındaki denemelerinde, kuşların yıllık ölümlerini, zürafaların eski zor günlerindeki atalarını, göçmen güvercinlerin alışkanlıklarını anlatırken, hayal gücü hep oradadır.
Hayal gücünün sürekli hazır bulunuşu, Galileo’nun bir teleskopla ilk kez bakışını anlatırken de görülebilir. Ondaki bu hayal gücü Ay'daki dağları, Jüpiter çevresindeki ayları, evrenin genişliğini inanılmaz ölçüde arttıran yıldızların akıl almaz çokluğunu fark etmesini sağlamıştır.”
Okumanızı tavsiye etmek için alıntı yaptığım kitaptaki bilimsel sesler konusundaki düşünceleri de yazının ikinci kısmında bulabilirsiniz.
Bollers, E.B. Galileo’nun Buyruğu, Bilim yazılarından bir derleme. TUBİTAK popüler Bilim Kitapları No: 137. Ankara.